TurkiyeYuzyili
HABERLER
"SAVUNMA VE HAVACILIK SEKTÖRÜNDE KAYSERİ SANAYİSİNİN YERİ" PANELİ
22.03.2019

"Savunma ve Havacılık Sektöründe Kayseri Sanayisinin Yeri" paneli Kayseri Ticaret Odasında düzenlendi.

"Savunma ve Havacılık Sektöründe Kayseri Sanayisinin Yeri" paneli Kayseri Ticaret Odasında düzenlendi. Panele Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ümit Dündar, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz, Kayseri Valisi Şehmus Günaydın, milletvekilleri ve davetliler katıldı.

Panelin açılışında konuşan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, "Etrafımızdaki siyasi ve askeri çatışmalardan dolayı ülkemize dönük çeşitli riskler, tehlikeler, tehditler var. Bunlara karşı asil milletimizin egemenliği ve bağımsızlığını, cennet vatanımızın savunmasını yapabilmemiz için hazır olmamız, çalışmamız lazım" değerlendirmesini yaptı.

Öncelikli görevlerinin 780 bin kilometrekare vatan toprağı ile 462 bin kilometrekare mavi vatanın güvenliğinin sağlanması olduğunu vurgulayan Bakan Akar, bu konudaki çalışmaların azim ve kararlılıkla devam ettiğini aktardı. Terörle mücadeleye de değinen Akar, bu alandaki başarıda personelin kahramanlık ve fedakarlıklarının yanı sıra yerli ve milli savunma sanayinin geliştirdiği üstün teknolojinin de önemli olduğunu söyledi.

Savunma sanayinin sadece ekonominin konusu olmadığına işaret eden Akar, geçmişte savunma sanayi alanında yaşanan sıkıntıları hatırlattı. Geçmişte parası verilmesine rağmen alınamayan silah ve sistemlerin olduğuna dikkati çeken Akar, "2011'de anlaşması yapılmış İHA'larımızın motorlarının bakımını parasını verdiğimiz halde yaptıramadık. 'Kötü komşu ev sahibi yapar.' atasözü gerçekleşti ve sivil-asker, özel-kamu imkanlarımızı aktive ederek bugünkü hale geldik. Bugün şu anda bizim özel, kamu şirketlerimiz İHA yapıyor ve bunu ihraç ediyor. Bu noktaya geldik." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde yerlilik ve millilik konusunda savunma sanayide önemli adımların atıldığını belirten Akar, 2002'de yüzde 20'lerde olan yerlilik ve millilik oranının yüzde 70'lere dayandığını ifade etti.

"Sonuna kadar direnmemiz ve çalışmamız lazım"

Tarihin rehaveti, ataleti, tembellik ve gafleti affetmediğini dile getiren Akar, "Her alanda hepimizin uyanık, diri olmamız lazım." diye konuştu. Tarihteki başarılı çalışmalardan ilham, hatalardan ders alınmasının önemine değinen Akar, şöyle devam etti:

"Kişilikli, kimlikli, iddia sahibi olacağız. Planlarımızı, programlarımızı, çalışmamızı ona göre yapmalıyız ki ambargolardan, tahditlerden korkmayalım. Birtakım silahları, araçları aldık, alamadık, S400, F-35 geldi mi, geliyor mu, Patriot verdiler mi, vermediler mi diye bunlarla uğraşmayalım. Aksi halde büyük sıkıntılar yaşanır, sonu belli olmayan hikayelerin içine girilir ve bunların bize bedeli çok ağır olur. Buna müsaade etmemek lazım. Kendimize güvenmemiz ve kendi göbeğimizi kendimizin kesmesi lazım."

"Zahmetsiz rahmet olmaz.” sözünü hatırlatarak çalışmanın önemini vurgulayan Akar, kamu ve özel sektörün omuz omuza vererek çalışmasının önemli olduğunu dile getirdi. Bakan Akar, dost ve kardeş ülkelerin Türkiye’den büyük beklentilerinin olduğunu belirterek şunları söyledi:

"Bilinçli şekilde bizim ilerlememizin engellenmesi konusu var. Bu önemli. Tarihe baktığınızda bunu göreceksiniz. Nuri Demirağ, Vecihi Hürkuş, Nuri Killigil, Şakir Zümre bunlar kahraman ve fedakar insanlar. Sadece kılıçla bombayla tüfekle kahramanlık olmuyor. Bu insanlar ülkemize, milletimize bir şeyler kazandırabilmek için çalışmış, uğraşmışlar fakat bunların önü kesilmiş. Bu tekrar edebilir mi? Edebilir. Ne yapmamız lazım? Mücadele. Teslim olmak yok. Bu konuda herkesin kendi alanında mevcut yolları sonuna kadar deneyip bu yolların açılması için vebali var. Bizim savunma sanayimizin milliliği ve yerliliği konusunda sonuna kadar direnmemiz ve çalışmamız lazım."

"Bize kefen biçiyorlar"

Coğrafyanın ülkelerin kaderi olduğuna yönelik söylemleri aktaran Bakan Akar, şunları kaydetti:

"Coğrafya her ne kadar kaderse Türkiye olarak biz de bu coğrafyanın kaderiyiz. Yeni Zelandalı katliamcı, ırkçı, dinci, terörist, katil 'Türkler boğazın batısına geçmesin.' diyor. Dolayısıyla bize kefen biçiyorlar. Bu şaka değil, ciddiye alın bunları. Bunlar bir kişinin hayalleri, kafasından uydurduğu hezeyanları değil. Bir şeyler konuşuluyor, tartışılıyor bir yerlerde. Eğer biz varsak, bu memlekete sahip çıkarsak bu memleket var. Eğer bu konuda bir zafiyet gösterilirse siyasi, askeri, ekonomik birtakım belalarla karşılaşırsak kimsenin insafı yok. Kimsenin insafına kalamayız. Bu asil milleti kimsenin insafına bırakamayız. Bu vatan topraklarının güvenliğini kimsenin insafına bırakamayız. Savunma sanayide bizim yerlilik ve millilik meselesini halletmemiz lazım. Silahlı Kuvvetlerimiz bir taraftan en iyi şekilde personelini seçip onları eğitirken diğer taraftan o kahraman personelin eline en iyi silahın, araç gereci vermek durumundayız ki Silahlı Kuvvetlerimizin etkinliği, caydırıcılığı, saygınlığı tam olsun. Etkin, caydırıcı, saygın Silahlı Kuvvetler bizim en baş teminatımızdır. Güçlü bir savunma sanayi bir tercih değil bir mecburiyettir. Bunu yapmak zorundayız."

Demir: “Savunma Sanayi Yetenek Envanteri (YETEN) Portalı'nı yakın zamanda hayata geçireceğiz”

T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir ise yaptığı konuşmada, başkanlık olarak Türkiye'nin istiklal ve istikbali için savunma sanayisinin gelişmesi, sürdürülebilirliğin sağlanması, geniş bir ekosistem olarak harbe hazır, yurt dışına ihraç eden bir yapıda varlığını devam ettirmesi için faaliyetleri hızla sürdürdüklerini söyledi. 
Yurt içindeki sanayicilerin kabiliyetlerinin savunma ve havacılık alanında da kullanılacak şekilde gelişmesinin önemli olduğunu düşündüklerini vurgulayan Demir, şunları kaydetti: 

"Başkanlığımız tarafından, sanayicilerimizin, KOBİ'lerimizin ve yan sanayinin geliştirilmesi ve desteklenmesi çalışmaları kapsamında, projelerde yerli sanayimizin imkan ve kabiliyetlerinin maksimum ölçüde kullanılması, sistemlerin kritik bileşenlerinin yerli imkanlarla temin edilmesine yönelik olarak sektörün yeteneklerinin belirlenmesi ve tekrarların önüne geçilerek sağlıklı ve etkin yatırımların yapılabilmesi, harbe hazırlık faaliyetleri çerçevesinde farklı sektördeki benzer yeteneklerin tespit edilmesi amacıyla tüm sektör firmalarımızın detaylı ve güncel bilgilerinin derleneceği, değerlendirilebileceği Savunma Sanayi Yetenek Envanteri (YETEN) Portalı'nı yakın zamanda hayata geçireceğiz. YETEN ile yan sanayimiz ile entegrasyon sağlanması, sektördeki dar boğazların belirlenmesi, karar destek hizmeti verilerek doğru yatırımların yapılması ve doğru alanlarda desteklerin sağlanmasını hedefliyoruz." 

"Kümelenmeler sayesinde uzmanlıkların artmasını bekliyoruz"

Demir, ayrıca Endüstriyel Yetkinlik Değerlendirme ve Destekleme Programı EYDEP programı ile firmaların yeteneklerinin, ürün ve çözümlerinin yerinde saptanabileceği ve desteklenebileceği bir sistem kurgulandığını ifade etti. Savunma alanında kümelenme faaliyetlerini desteklediklerini anlatan Demir, konuşmasını şöyle sürdürdü: 

"Kümelenmeler ile firmaların savunma alanında birbirini tanıması, birlikte iş birliği yaparak boşluk alanlarında faaliyetlerini yürütmesi ve böylelikle firmalarımızın birbirini bütünleyici olarak savunma alanında yer almalarını istiyoruz. Bununla birlikte, havacılık, kompozit, seramik gibi tematik alanlarda kümelenmeler sayesinde uzmanlıkların artmasını bekliyoruz. SAHA, OSSA gibi savunma ve havacılık alanındaki kümelenmelerimiz bu konudaki başarılı örneklerimizdir. Ankara Savunma Havacılık İhtisas Bölgesi (HAB), Kırıkkale Silah İhtisas OSB, İstanbul Teknopark gibi bölgesel ihtisas alanları ile yurt içinde ve yurt dışında tanınırlığı olan, bölgesel kalkınmaya önemli seviyede katkıları olacak sanayi kümelenmeleri önem arz etmektedir. HAB, havacılık alanında amiral gemimiz olan TUSAŞ’ın hemen yanında havacılık ekosistemi olarak büyüyecek, Kırıkkale Silah İhtisas OSB ise MKEK’nin yanında silah ve mühimmat ekosistemi olarak genişlemeye devam edecektir." 

Kayseri'nin 1970'li yıllarda başlatılan ağır sanayi hamlesinde makine üretimi konusunda önemli yatırımlar yapan bir kent olduğunu aktaran Demir, 2. Hava İkmal Bakım Fabrikasının havacılık bakım onarımı konusunda sanayiye yön vermeye devam edeceğini anlattı. ASPİLSAN’ın, batarya üretimi konusunda Kayseri'yi özel bir yere taşıyacağından emin olduklarını dile getiren Demir, şöyle devam etti: 


"Kayseri'de makine üretimi kabiliyeti anlamında TAKSAN o zamanki adıyla takım tezgahları başta olmak üzere birçok makine üretimi konusunda uzmanlaşmıştı. O zaman çevresinde kümelenen sanayicilerimiz şimdi belirli bir olgunluğa geldi ve yurt dışına ihraç edebilen makine üretimleri gerçekleştirmekteler. Kayserimiz bölgesel olarak makine üretimi konusunda organize olabilir. Özellikle takım tezgahları üretimini başkanlık olarak çok önemsiyoruz. Bu konuda yerli ve milli çözümlerin oluşmasını istiyor, akabinde sanayimizin yerli üretim takım tezgahlarının kullanımını teşvik edecek mekanizmalar geliştirmeyi planlıyoruz." 

Hisarcıklıoğlu: "Savunma sanayi olarak pek çok sorunumuz çözüldü" 

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da savunma sanayi sektörünün taleplerini daha önce Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’a ilettiklerini belirterek "Bakanımız bizim taleplerimizden sonra hemen talimatları verdi ve savunma sanayi olarak pek çok sorunumuz çözüldü. Bu icracı yönetim anlayışından dolayı teşekkür ediyorum. Sayın Bakanımızın yurt içinde ve dışında terör örgütlerine karşı verdiği başarılı mücadele her türlü takdirin üzerinde." diye konuştu. 

Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir'in savunma sanayisinin hem yerli üretimde hem de ihracatta yakaladığı başarının en önemli mimarlarından biri olduğunu vurgulayan Hisarcıklıoğlu, TOBB ile Türkiye Savunma Sanayi Meclisi'nin çok büyük bir ciddiyet ve azimle çalışıp kamu özel sektör birlikteliğini sağladığını kaydetti. 

Toplantının Kayseri için büyük önem taşıdığını, Kayseri'nin 100 yıl öncesinde, sanayisi olmayan bir şehir olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti: 

"1926 yılında Kayseri Tayyare Fabrikası ve Bünyan Halı İpliği Fabrikası, 1935 yılında Sümerbank Bez Fabrikasının faaliyete geçmesiyle, sanayileşmede ilk adımlar atıldı. Yine Kayseri'de kurulan tank tamir bakım fabrikası bu alanda bir merkeze dönüştü ve adeta bir tank hastanesine dönüştü. Buradan yetişen ustalar ve girişimciler sayesinde Kayseri, müthiş bir atılım başlattı. Sadece ticarette değil, sanayi, turizm ve eğitimde de marka şehri haline geldi. Bugün 3 organize sanayi bölgesi, bir serbest bölgesi ve bir teknoloji geliştirme bölgesiyle hepimizin iftihar ettiği bir konuma ulaştı. 2,5 milyar dolara yaklaşan, tamamına yakını sanayi ürününden oluşan, katma değeri yüksek bir ihracat hacmimiz var. Geçen sene ülkemiz ihracatı yüzde 7 artarken, Kayseri Türkiye'yi 4'e katladı ve ihracatını yüzde 27 artırdı." 

Konuşmaların ardından yurt dışından ithal edilen savunma sistemleri parçalarının millileştirilmesi kapsamında 165 kalem malzemenin yerli ve milli imkanlarla üretilmesi için ilgili kurumlarla Stratejik İşbirliği Anlaşması imzalandı.